Bu yazıyı yıllık iznimi tatil için kullandığım Antalya’dan yazıyorum. Yıllık izin kullanmayalı 2.5 yıldan fazla olmuş. Baltayı bilemeyi unuttuğumu sanmayın, insan sürekli sevdiği işi yapınca fazla tatil ihtiyacı duymuyor. Zaten iş için yaptığım gezilerde küçük kaçamaklarla bu tatil ihtiyacımı bastırıyorum. Ancak düşünmek için bol vaktim olunca bir şeyler karalamak ve bunları geleceğe notlar olarak düşmenin iyi olacağını düşündüm. Bu notları sizlerle de paylaşıyorum.
Normal bir günüm, sabah erken kalkarak başlıyor. 5.30 – 6.00 gibi uyanır, biraz spor yapar sonra ofisa gitmek için yola çıkarım. İstanbul’da vakti yolda öldürmek istemiyorsanız bu saatlerde uyanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Günde 3 saat, yılda tamı tamına 20 GÜN – 1 AY size kalıyor. Hesapladım, siz de hesaplayabilirsiniz. Sabah ofise geldiğimde ilk iş biraz günü planlamak olur. Bazen bunu kaçırdığım anlar oluyor ama haftalık ve günlük planlar, günün verimli geçmesi için çok önemli. Sonra biraz haberlere bakıyorum, borsa, dünya, siyaset, ekonomi, para işleri. Sonra zaten mesai başlıyor ve işlere koyuluyorum.
Akşam saat 8.30 – 9.00 gibi ofisten çıkıyorum (elbette bazen istisnalarım oluyor) Yine trafikte vakit harcamıyor, ofiste bu vakti değerlendiriyorum. Akşam vakit ve fırsat varsa kitap okuyorum. Bu konuda baya ısrarcıyım, gördüğüm ve okumak istediğim kitapları alır yatağımın baş ucuna koyarım. Vakit buldukça okurum, elbette okumadığım beni bekleyen kitapları üst üste koyunca küçük bir tepe oluyor. Sevgili eşim Rukiye zaman zaman bunları kaldırıp evdeki ofisime götürse de ben fark ettiğim zaman bunları geri yatak odasına getiririm. Gözümün önünde olduğunda okumam gerektiğini hatırlar kendime psikolojik baskı uygularım. İşe de yarar, tavsiye ederim.
Her Şeye Yetmeyi İstiyor Muyum?
Düzenli bir insanın ömrü sabah ve akşamlar arasında devam ediyor. Sizin de yapmanız gereken çok fazla iş var. Bunlara yetişmeniz lazım. Mesela sabah okuduğum haberler, siyaseti ele alalım. Her Türkiye vatandaşı (diğer ülkelerde de öyle) memleketi kurtaracak fikirlere sahip. Keşke bir fırsat verseler, dediğimi yapsalar memleket düzlüğe çıkacak demiyen insan yok gibi. Çevrenizde de fikirlerini söyleyenler vardır. Eminim vardır. Şimdi siyaseti okumak, anlamak ve gidişatı çözmek için oldukça derin bilgilere haiz olmak gerekir. Bunun üniversitelerde anabilim dalı olduğunu unutmayalım, o zaman o işi iş olarak yapanlara bırakmayı tercih ediyorum. Siyasetle ilgili konuşmalarda fazla derine girmiyorum. Elbette okuyorum, tarihe merak duyuyorum ama tartışmalara girmiyor, körü körüne siyaset yaparak vaktimi öldürmüyor, anlamız, bir kazanımımız olmayacak tartışmalara girmiyorum. Bazen eğlenmek için girdiğim de doğrudur 🙂
Peki sabah okuduğum dünya, ekonomi, para konularına ne demeli? İnsan bu işlere kendini kaptırdımı sonu gelmiyor. Hele ki para konusunda. Riski biraz artırıp biraz da parayı ortaya koyduğunuzda bütün gününüzü alacak para kazanma yöntemleri var. Bunlardan birisi elbette borsa, birisi forex, birisi de yatırım fonları. Bütün gün ekran başında oturup bu işleri takip eden arkadaşlarım var. Yani bu bir iş. Bunu iş olarak yaptığında tüm zamanını buna ayırman lazım. Ayırmazsan kazandığın para bankada faizin getirdiğinden fazla olmayabiliyor, tecrübeyle sabit. O zaman ne yapıyorum? Bunu da o işin uzmanlarına bırakıyorum. Yani o işleri anlayacak, ne olup bittiğini görecek kadar takip ediyorum sonrası o işi yapanlara güvenmeye kalıyor. Bu durum son yıllarda böyle. Bir dönem çok vakit harcadım, şimdi ise o işlerden de zaman biriktiriyorum.
Yönetici olmak çok ince bir çizgi. Ekibindeki işini yapamayan kişilerin işini yaparken kendinizi buluyorsanız bilin ki doğru bir yönetim tarzını uygulamıyorsunuz. Ekip arkadaşlarınızı iyi seçmeli, o işte ona güvenmeli ve o işi ona bırakmalısınız. Her şeye yetmek mümkün değil. O yüzden işi delege etmeli ve yöneticinin yapacağı en iyi şeyi yapmalısınız. Onları motive etmeli ve desteklemelisiniz. Takibi de elden bırakmadan. Yani her şeyi ben yapmak istemiyorum. Zaten işim de değil.
O yüzden bir alanda uzmanlaşmış insanları işe almayı, o işte eğitim almış ve tecrübe edinmiş kişilere işleri emanet etmeyi tercih ediyorum. Siyaseti siyasetçilere, ekonomiyi ekomistlere, borsayı borsacılara emanet ediyorum. Yine yönetici gibi gözlerim üzerlerinde, doğruyu yapıp yapmadıklarını anlayacak kadar takipte olmak gerekiyor.
Bunu anlamak uzun zaman aldı.
Elbette bu durumu anlamak benim 10-15 senemi almıştır. Sizin daha fazla almasın diye bu tecrübemi paylaşıyorum. Bir dönem işler yetişsin diye her işe koşturan Faruk, artık işleri delege etmenin önemini kavramış durumda. Sadece işteki işleri değil, hayatımdaki diğer işleri de delege etmek gerekiyor. İş başa düşmediği sürece başkasının işine karışmamayı tercih ediyorum.
Peki bunları delege edince ne oluyor? Size sevdiğiniz şeyleri yapmak, ailenizle daha uzun vakit geçirmek için zaman kalıyor. Heleki benim gibi hırsları olan, hedeflerini yıl yıl koyup onların peşinden koşan ve koşmak isteyen biri için bunun ne kadar önemli olduğunu anlamak zor olmasa gerek.
O yüzden her işe yetmeye çalışmayın. Doğru hedefleri koyun ve o hedefe ulaşmak için sadece ne gerekiyorsa onu yapın.
.
Görsel: http://www.dreaminterpretation.co/imgs/dream-interpretation-crowded-family_456x0.jpg
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...