Krizde E-Öğrenme

Bir kurumun çalışanlarını eğitmesi onları çağımızın bilgi ve becerileri ile donatması için düzenli aralıklarla eğitim vermesi gerekiyor. Eğitim masraf kalemlerine bakıldığında en büyük kalem eğitimin verileceği sınıf ve eğitime katılacak kişilerin yol ve konaklama masrafları göze çarpıyor. Tabiki iş günleri içinde verilen bir eğitimin iş gücü kaybınıda bu kaleme eklemek gerekiyor. Eğitim almak için o gün işe gitmeyen çalışanların iş kaybını hesaplamak her ne kadar çok zor olsada, sınıf eğitimlerinde önemli bir masraf olarak görmek hiçte yanlış olmaz. Bu masraflara eğitimi verecek hoca, baslı materyaller, kullanılacak araç ve gereçleri hatta kullanılacak elektiriği bile eklediğimizde çalışanlara eğitim vermenin oldukça masraflı olduğunu görebiliyoruz.

E-öğrenme, şirketler için önemli bir masraf kalemi olan eğitimi olabildiğince aşağıya çekebildiği için son zamanların en gözde eğitim verme yöntemlerinden biri. Üstelik bu eğitim verme yöntemi sınıf içi eğitimlerinin aksine bir yere ve belli bir zamana bağlı kalmayı gerektirmiyor. E-öğrenme ile eğitimler internet bağlantısı olan bir bilgisayardan istenen yer ve zamanda alınabiliyor.

Eğitim, şirketler için her ne kadar vazgeçilmez bir ihtiyaç olsada ekonomik krizlerde bütçesi ilk kesilen kalemlerden birisi oluyor. Bu gibi ekonomik kriz durumlarında sınıf eğitimlerini azaltmak isteyen şirketler için e-öğrenme bir adım daha öne çıkıyor. E-öğrenme’nin profesyonel alt yapı maliyetlerini saymazsak sınıf içi eğitimlere nazaran oldukça avantajlı bir eğitim verme yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.

Bugün Türkiye’de öncü şirketler çalışanlarını e-öğrenme ile eğitiyor. Bu şirketlerin e-öğrenmeyi seçmesinin sebepleri arasında, çalışanlara hızlı eğitim verebilmesi, onları zamandan ve mekandan bağımsız bir şekilde eğitimle donatabilmesinin yanında sınıf eğitimlerine nazaran çok daha uygun ücretlerle eğitim verilebilmesi söylenebilir. Türkiye’nin en büyük şirketleri her yıl e-öğrenmeyi kullanarak milyonlarca Türk Lirası kâr elde ediyor.

Şuan içinde bulunduğumuz global krizle beraber şirketler eğitim masraflarını belirli oranlarda kısmaya gitti. Bu gibi durumlarda da e-öğrenmeye olan yatırımlar arttırıldı ve çalışanların sınıf ortamında alamadıkları eğitimler internet üzerinden verilmeye başlandı. Böylece çalışanlar hem öğrenmeleri gereken konuları gecikmeden öğrenmekte hem de şirketler bu sayede kriz ortamında çok daha uygun maliyetlerde çalışanlarına eğitim sunabilmekte.

E-öğrenme’nin kriz ortamında çok daha hızlı bir yükselme trendi izlediğini görüyoruz. Hiç şüphe yok ki ileride doğabilecek kriz ortamına şirketler kendilerini hazırlamak için e-öğrenmeyi daha etkin bir şekilde kullanmaya başlayacak.