Alan adı pazarı yani domain name pazarı tüm dünyada büyüyen bir pazar. Elbette bu alanda köşe başları bu işe 15-20 yıl önce girmiş kişiler tarafından kapanmış durumda. Üstelik sadece İngilizce alan adları için değil, İspanyolca, Fransızca alan adlarında da iyi isimlerin ücretleri oldukça yüksek. Bu yüzden yapmak istediğiniz işle ilgili pahalı bir alan adı almanız gerekebilir.
İnternet üzerinden pahalı alan adları diye arattığınızda birçok güzel alan adının yüksek fiyatlara girişimciler tarafından satın aldığını görüyorsunuz. Kendi işini kurmak isteyenlerin bile ilk baktığı şey istediği alan adının dolu olup olmadığını kontrol etmek olduğuna göre bu kadar yüksek fiyatların da olması şaşırtıcı olmasa gerek.
Ben de bu videoda yıllar önce $7000’a aldığım bir alan adının hikayesini anlatım.
2020’de başlayalım dediğimiz şirkete hangi alanda çalışacağımızı seçerek başladık. Online İngilizce eğitimi ile tüm dünyada İngilizce öğrenmek isteyen kişilere bir alternatif oluşturmayı hedeflediğimiz projemizde SuperEnglish markasını seçtik ve bu alana özel olarak çalışacak SuperEnglish.com – online İngilizce eğitimi – alan adını kullanmaya karar verdik.
Bir şirket kurdunuz ya da kurma aşamasındasınız ve desteğe ihtiyacınız var. İşte hızlandırma ve kuluçka programları yolun başında olan girişimciler için harika fırsatlar sunuyor. Ben de şirketimi kurduğumda bir hızlandırma programında yer aldım ve ölüm vadisi denen kısmı geçmemde bana yardımcı oldular.
Peki startuplar için hızlandırma programlarına nasıl kabul alınır? Kuluçka merkezlerine nasıl girilir, giriş şartları nelerdir gibi soruların cevaplarını bu videoda vermeye çalıştım.
Siz de bir iş başlatmak istiyorsanız kuluçka merkezlerini ve hızlandırma programlarını işin başında düşünebilirsiniz.
Sıfırdan Şirket Kurmak serisinin 2. bölümü ile beraberiz. Bu bölümde bir fikri nasıl test edeceğimizi. Fikri test etmenin önemi üzerine konuşuyoruz. Ayrıca yeni yapacağımız işin ne olduğu ile ilgili de biraz ip ucu var.
Şirket kurmak aslında çok basit. Sadece bir kayıt parçası olan bir şirketi kurmak demek iyi bir şirket sahibi oluyorum demek değildir. Şirket sadece yasal düzenlemeler içinde yer eden sadece vergi yükümlülüklerinizi, personel kayıtlarınızı devlete göstermenize olanak veren tüzel bir kişilik. Bu yüzden şirket kurduğunuzda yapmanız gereken şey çok daha önemli. Fikri hayatta tutmak!
Sıfırdan bir şirket kurmak deyince insanlar biraz şüphe ile yaklaşıyor. Bunun iki sebebi var. Birincisi daha önce bir şirket kurmuş olmamaları. Yani bir şirketin nasıl kurulduğunu bilmemeleri. Oysa şirket kurmanın ne demek olduğunu bilseler beni daha iyi anlarlardı. İkincisi ise bize şirket kurmanın çok zor olduğunun öğretilmesi. Hergün gazetelerde bloglarda şirket kuran gençlerin ne kadar büyük yatırımlar aldığını duyuyoruz. Oysa işin aslı pek de öyle değil.
Şirket kurmak bir formalite. Bir kağıt parçası, devlete olan sorumluluklarını yerine getirmene yarayan bir araç. Oysa asıl sorumluluk şirketin müşterilerine duyulan sorumluluktur. Müşteri olmazsa şirket var olamaz. O yüzden şirket kurmak kolaydır ama müşterilerin beğeneceği bir şirket kurmak emek ister.
2020’de 12 ay boyunca bir şirketi global pazarda var etmeye çalışacağım. Bunu en düşük maliyetlerle yapmaya çalışacağım. Devamını da video da izleyebilirsiniz.
Vidobu, Türkiye’nin önde gelen eLearning şirketlerinden birisi. Bu sene 10. yılını geirde bırakan Vidobu’da binlerce videodan oluşan eğitim setleri bulunuyor.
Mynet tarafından satın alınan Vidobu’nun kuruluş hikayesini Vidobu’nun kuruvusu Hakan Çamoğlu’ndan dinleyelim.
Aşağıdaki videoda bir şirketin nasıl kurulduğunu öğrenecek, girişimcilik dediğimiz serüvenin aslında iş hayatında farkına vardığımız açıkları değerlendirmek olduğunu anlayacaksınız.
Girişimci olmak herkesin dilinde. Özellikle haberlerde, Webrazzi üzerinde okudukları haberlerdeki girişimleri gördükçe herkes girişimci olmak istiyor. Bunu da çok iyi anlıyorum. Herkesin girişimci olabileceğine inan biriyim. Elbette bunu kişinin önce kendisinin istemesi lazım.
Aşağıdaki videomda da “insanlar girişimci olmalı mı olmamamlı” bu konuyu konuştum.
Videonun hikayesi bana gelen bir mesajla başladı. Bir arkadaşımız sosyal medya kanalları üzerinden bana ulaşıp giririşimci olmak istediğini söyledi ve bunu şuan yapamadığından bahsetti. Kendine göre haklı sebepleri vardı ve çıkış yolunu girişimcilikte arıyordu.
Umarım bu video ona ve onun gibi düşünen herkese yardımcı olur. Siz de aklınıza gelen soruları bana sosyal medya kanallarım üzerinden ya da bu videoların altına yorum yazarak iletebilirsiniz. Yorumlarda görüşmek üzere.
Daha çocuk yaştan, kızım/oğlum doktor olarak, avukat, hakim olacak denerek büyütülüyoruz. Birileri bizim için meslek seçiyor ve hayatımız bu cümlelerin gölgesinde yön buluyor. Oysa hiçkimse benim çocuğum büyüyünce girişimci olacak demiyor. Oysa girişimcilik bir kariyer olamaz mı?
Bu videoda biraz bunun üzerine konuşmak istedim. Neden bir meslek seçiyoruz da asıl işi meslekleri kurduğu şirkete maaşlı çalışan olarak alan girişimciliği seçmiyoruz? Girişimciler yarattıkları şirketlerde yeni kişileri işe alıyor, yeni pozisyonları açıp kapıyor. Kısacası tüm mesleklerden daha üst bir konumda olmasına rağmen biz çocuklarımızı girişimci olacak diye yetiştirmiyoruz. Hep onları doktor, mühendis ya da mimar yapma derdindeyiz.
Oysa girişimcilik bir kariyer olabilir, belki de çoktan oldu ama bir kısım bunun farkında değil. Gelin beraber bu videoda bu konuyu işleyelim.
Hayatta herkesin istediği her şeyi başarabileceğine inanırım. Bu yüzden bana “herkes girişimci olamaz” diyenlere her daim paylaşacağım bir cevap olsun istedim.
Herkes girişimci olabilir.
Aynı isteyen herkesin doktor, öğretmen, mimar, mühendis olabileceği gibi. O yüzden birisi size “Herkes girişimci olabilir mi?” diye sorduğunda siz de bu soruya “Evet olabilir” şeklinde cevap verebilirsiniz. İnternet girişimciliği, köşe başında simit satmak veya bir market açmak, bunların hepsi girişimciliğe örnek olabilir. Bizim odaklandığımız ise geri dönüşü daha büyük olacağı için teknoloji girişimciliği.
İsterseniz şimdi bu video izleyip düşüncelerinizi benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Sosyal medya hesaplarımı da takibe alın. Görüşmek üzere.
Üzerine hiç ama
hiç düşünmediğimiz fakat hayatta kalmak için hergün yaptığımız bir şey var.
Üstelik bunu yaparken nasıl yapılır diye de bir yere bakmıyoruz. Otomatik
olarak yapıyoruz. Nefes alıp vermekten bahsediyorum. Evet hergün milyarlarca
insan – bazı hastalık belirtileri gösterenler hariç – otomatik olarak nefes
alıp veriyoruz. Düşünmüyoruz.
Nefes alıp vermek
neden önemli? Çünkü yaşamsal organlarımızın görevini yerine getirmesi için
oksijene ihtiyaç var ve nefes alıp vermek bu oksijeni almamızı sağlıyor.
Girişimlerin yani şirketlerin de oksijen kadar hayati öneme sahip bir şeye ihtiyacı var. Paraya. Buna nakit akışı diyelim. Nakit akışını doğru yönetemeyen şirket ya belirli bir faiz oranı ile borç/kredi alır ya da şirket hisselerinin bir kısmını satması gerekebilir. Tabi nakit akışı kötü olan bir işletmenin hisselerini kim almak ister o da ayrı bir soru.
Şirket yönetme
işi finansal açıdan bir bütçe ile yapılır ve bu bütçenin belirli dönemlerde
kontrol edilerek güncellenmesi gerekir. Aslında sadece şirketlerin değil, hükümetlerin,
vakıf ve derneklerin şirket altında yer alan departmanların, onların
yürüttükleri projelerin de bütçeleri vardır. Yıl boyunca yapmak istediklerini
bu bütçeler dahilinde yapmaya çalışırlar. Mesela benim bu Youtube kanalım
belirli bir bütçe ayrılarak hayata geçmiş bir proje. Gelin isterseniz bu
Youtube kanalı bütçemi tekrar beraber hazırlayalım böylece bir bütçe temel
anlamda nasıl hazırlanır beraber görelim.
Bunun için bir Microsoft
Excel ya da Google Drive altında hizmet veren Google Sheet ürününü
kullanabilirsiniz. Ben şimdilik Microsoft Excel üzerinde çalışacağım. Bu
hazırladığım bütçe mutlak bir bütçe değil. İnternette çok farklı şablonlar da
mevcut. Dilerseniz bunları indirip üzerinde değişiklikler yaparak da
kullanabilirsiniz.
Önceden yaptığım
çalışmada Youtube kanalım için 200.000 TL kadar bir bütçe ayırmam gerektiği
ortaya çıktı. Bu tutara nasıl ulaştığımı gelin isterseniz beraber görelim.
Öncelikle 24
aylık bir hedef bütçe olduğunu hatırlatalım. Excel dosyası üzerinde 24 ayı
gösterelim.
Ocak, Şubat,
Mart…
Şimdide sol
tarafa, ilk sütuna bu harcamaların ne olduğunu yazalım.
Mesela İnternetle
başlayalım. Çektiğimiz videoları yüklemek için iyi bir internete ihtiyacımız
var değil mi? O zaman buraya aylık 150 TL internet giderlerimizi yazalım.
Öncelikle Youtube
kanalımda kullanacağım yazılımları yazalım. Ben yazılımların ücretlerinin
ödenerek alınması gerektiğine inanan biriyim. Özellikle Adobe’nin Türkiye
Distribütöründe çalıştığım dönemde işletme ve kişilerin lisanslı ürün
kullanması için BSA ile ortak çalışmalar yapardık. Bu çok önemli, binlerce
kişinin çalışarak çıkardığı bir üründen herkesin hakkını alması kadar doğru bir
şey olamaz.
Şuanda Adobe Creative
Cloud’un fiyatı aylık $53, Türk Lirası karşılığı 300 TL. Adobe Creative Cloud
altında Photoshop, Premiere Pro, Audition gibi yazılımları yoğun olarak kullanacağım.
Ayrıca diğer yazılımları da ihtiyaç duydukça kullanacağım.
O yüzden buraya
Adobe CC olarak aylık 300 TL yazıyor ve 24 ay boyunca bunu ödemeyi düşünüyorum.
Dolardan kaynaklı artışları bütçenizi dönem dönem güncellerken revize
edebilirsiniz.
Ayrıca bilgisayarımın
masaüstünü kayıt etmek için Techsmith’in Camtasia ürününü satın aldım. Bu
ütünün fiyatı iki yıllık güncelleme dahil $300. Türk lirası kaşılığı 1716 TL.
Buraya bunu bir kez yazıyorum. Her ay değil çünkü bir kez ödenen bir ücret. Belki
iki yıl sonra gelecek güncellemede çok işe yarar bir şey olursa o zaman tekrar
güncelleme satın alınabilir.
Ayrıca almayı
planladığım bazı kamera ve bu kameralar için gerekli aksesuarlara toplam 80.000
TL civarında. Bunu da bir seferde değil, belirli dönemlerde yapacağım için onu
da farklı aylara yazalım.
Bunun dışında
yaklaşık $4500 değerinde bir MacBook Pro alacağım. Bunun sebebi video editleme
işlerinde verimli bir çalışmayı tercih etmem. Bunu da excele ekleyelim.
Yaklaşık 26.000 TL.
Ayrıca Youtube
kanalı projem kapsamında bir web sitesi yaratacağım ki burada konusuna hakim,
bulunduğu alanı iyi bilen insanları biraraya getirip girişimci olmak isteyen
kişilere ve ayrıca işlerini büyütmek isteyen girişimcilere hepimiz yardımcı
olacak. İlerleyen zamanlarda bunu duyuracağım. Sanırım bunun aylık gideri bana
500 TL kadar olur. Farklı olursa daha sonra güncelleriz.
Bütçede önemli
bir yer tutan kısım ise özel programlar. Faruk Erdoğan Youtube Kanalı içinde
bazı programlar hazırlamak istiyorum. Bu programlar tematik olacağı için bazı
masrafları olacak. Bunların ne olduğunu şuan açıklayamıyorum ama zamanı gelince
yine buradan sizlerle paylaşacağım. Programlar için de aylık 1500 TL
yazabilirim.
Bütçeye eklemek
istediğim bir diğer gider de seyahatler. Geçen ay İstanbul’dan Antalya’ya
taşındım. Bu yüzden sık sık yine İstanbul ziyaretlerim olacak. Onun dışında
bazı video çekimleri için yurtdışı gezilerim var. Onlar için de bütçe de yer
ayırmam gerekiyor. Onlar için de genel olarak aylık 750 TL eklesem sanırım
uygun olur. Belki her ay seyahat etmem ama etmediğim ayları bir sonraki aya
aktarabilirim.
Bu yapılacak
harcamaların tamamı Youtube için harcanacak ama sadece Faruk Erdoğan kanalı
için değil. Planladığım bir de İngilizce kanal söz konusu. Bu harcamaları o
kanalı da göz önünde bulundurarak hazırlıyorum.
Aylık 700 TL gibi
İletişim giderlerimizi de buna eklersek, ortaya böyle bir bütçe çıkıyor. Bunların
ne olduğunu zamanla sizinle paylaşacağım.
Burada gördüğünüz
bütçede şuanda gelirler kalemi bulunmuyor. Zaten kanalların bir gelirleri de
yok. Youtube’un gelir ortaklığı modelinin de çok yüksek ücretler ödemediğini
biliyorum. İlerleyen zamanlarda gelirle ilgili bir gelişme olursa elbette sizi
bilgilendireceğim.
İşte en basit
şekli ile bir bütçe böyle hazırlanıyor. En azından size aylık ne kadar
gerekiyor, ya da yapmak istedikleriniz için ne kadar elinizde para var bunu
görmenizi sağlayan şey bu bütçe olacak.
Peki neden
Youtube’a 200.000 TL bütçe ayırıyorum? Aslında soru basit. Bu işi ciddiye
alıyorum ve yatırım yapılması gerekli diye düşünüyorum. Bir hobi ile bir iş
arasında ince bir çizgi olabilir ama benim en büyük şansım girişimciliği her
zaman hobim olarak görmemdir. Sohbetlerim, okuduğum makaleler her zaman
girişimcilik, iş dünyası üzerinedir.
Bu yüzden Youtube
üzerinde kayif alarak öğrendiğim konuları sizinle paylaşırken bir yandan da Youtube’a
bağlı iş modelleri geliştirmeye çalışıyorum.
Öncelikli
hedefim, benimle girişimcilik dünyası üzerine aynı zevkleri paylaşan 10.000
arkadaşıma ulaşabilmek. Onlarla etkileşimi yüksek, beraber paylaştığımız
keyifli bir kanal kurmak istiyorum.
Şuan anda, Datça’nın
Palamutbükü beldesindeyim. Ailemle beraber burada tatil yapıyorum, o yüzden bu
videoyu ekran kaydı olarak sizlerle paylaşıyorum.
Video hakkında
aklınıza takılan bir şey olursa yorumlarda görüşürüz. Lütfen videoyu beğenmeyi
ve kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakalın.