Facebook ve E-Öğrenme

Daha önce Blackboard ile Sosyalleşmek üzerine bir yazı yazmıştım. Yine sosyal bir platform olan Second Life ile eğitim konusunda ki yazımada buradan ulaşabilirsiniz. Artık kullanılan mevcut eğitim yönetim sistemlerinin sosyal araçlarla eğitim alan kişileri yakaladığından söz etmiştim. Şimdi sıra e-öğrenme’yiFacebook ile buluşturmakta.

Bugün sosyal medya dendiğinde akıllara Facebook’un gelmesi bir tesadüf değil. Sürekli yükselen üye sayısı, yeni özellikler, oyun ve çeşitli uygulamalarla farklı ilgi gruplarına sahip kişileri kendisine bağlaması Facebook’u sosyal medyanın Oyuncak Bebeği ünvanını almasına sebep oldu. Facebook’un yükselişini ve kurucusu Mark Zuckerberg’in onu nasıl büyüttüğünü konu alan filmin adı da Social Network. Peki farklı ilgi alanlarına sahip kişileri kendisine çekmeyi başarabilmiş Facebook e-öğrenme için nasıl kullanılıyor gelin bunu inceleyelim.

Yazıyı yazarken okuyucularımı standart bir Facebook kullanıcısı olarak düşündüğümü ve ona göre yazdığımı bilmenizi istiyorum. Anlamadığınız bir terminoloji ya da açıklama ihtiyacı olursa çekinmeden benimle iletişime geçebileceğinizi ya da yazının altında yer alan yorum kısmında yorumlarınızı paylaşabileceğinizi unutmayın.

Facebook son güncellemelerle beraber artık herkesin hayatında daha fazla yer etmenin yollarını arıyor. Bunun için de stratejik alan olarak gördüğü eğitim kurumları yani üniversiteler de var. Üstelik daha önceden Facebook’un sadece üniversitelere açık olduğu düşünülürse bu eğitim kurumlarının Facebook için ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.

Facebook öğrenci ve eğitmenlere farklı araçlar sunarak onların eğitim ve öğretimlerine destek olmaya çalışıyor. Elbette daha gidecekleri çok yol var ancak buna başlamış olmaları ve eğitim kurumlarını stratejik yer olarak belirlemiş olmaları bile önemli bir adım.

Facebook Gruplar

Şuan bazı akademisyenler sosyal medyayı çok etkin bir şekilde öğrencilerine daha etkili bir eğitim vermek için kullanıyor. Aynı yaz aylarında sıcaktan bunalan çocukları bahçede ders işleyerek mutlu eden hocalar gibi. Öğrencilere evde çalışmaları için bir okuma parçası veren akademisyen daha sonra herkesin okuduğu parçalardan anladıklarını bir paragraf olacak şekilde açtığı Facebook Grubunda paylaşmalarını istiyor. Elbette öğrencilerde bir baskı oluşuyor, çünkü artık yazılanları sadece akademisyen değil o gruba üye olmuş sınıf arkadaşları da okuyacak. Bu yüzden sınıfın en güzel paragrafını yazmalı. Akademisyen açısından bakıldığında da not verirken gayet adaletli ve şeffaf bir sistem kullandığını söyleyebiliriz.

Facebook Page

Yine okuduğum yazılardan birinde, yurtdışında bir kreş işletmecisinin Facebook Page‘i nasıl kullandığını görünce ilginç bulmuştum. Burada velilerle iletişim kurmak için açılan bir işletme sayfasının zamanla nasıl aileler arasında çocuklarının sorunlarına çözüm buldukları ve birbirlerine destek oldukları bir yere dönüştüğü yazıyordu. İlginç buldum çünkü, Facebook basit bir araç vermesine rağmen sonuçları çok etkili olabiliyor. Etkiyi yaratan yine insan oluyordu, insanlar birbirlerine yardım ediyor, herkes birbirinden bir şeyler öğreniyor ve Facebook sadece bir altyapı sunuyordu. Ancak öyle bir altyapı ki şuan bu yazı yazılırken 800 Milyon kullanıcının üye olduğu bir altyapı.

Aslında internette geçirdiğimiz zaman sınıfta geçirdiğimiz zamandan daha fazla olduğu için Facebook gibi platformlara ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü sınıfta gördüğümüz arkadaşımızla akşam evde sohbet etmeye devam edebiliyoruz. Buradan eğitim aldığımızı, birbirimizi etkilediğimizi tam olarak bilmeden kişisel gelişimimize devam ediyoruz.

Peki siz hiç Facebook’u derslerinizde kullandınız mı? Buna benzer bir platformda eğitim alma tecrübesi yaşadınız mı?

 

Görsel: interactyx.com

Bir Cevap Yazın