E-Öğrenme ve Öğretmenler

Türkiye’deki e-öğrenme örnekleri 1998’den beri var. E-Öğrenme dünyada bu tarihten biraz daha eski olsada o zamandan bu zamana sürekli akıllarda olan sorulardan birisi öğretmenlerin bu değişime nasıl bakacakları oluyor. Matbaanın ülkelere girişini yavaşlatan, işçi sınıfının sanayileşme hamlelerine dirinmesinde olduğu gibi dünyada da bazı öğretmenler e-öğrenmeye direnmeye çalışıyor. Aslında bu durum birisi olmadan bir diğrerinin olmayacağı durumlara benziyor.

Günümüzde e-öğrenme oldukça yaygın. Giderek de yaygınlaşmaya devam ediyor. Burada unutulmaması gereken en önemli özelliklerden birisi, bu işin içinde tarafların olduğunu hep hatırlamak. Bir eğitim alan ve eğitim veren olduğunu unutmamak gerekli.

İş görüşmesi için gelen bazı öğretmenlere yapacakları işi anlatıyoruz. İnternet üzerinden öğrencilere ders vereceksiniz. Onların gelişimi için onlara bir şey öğreteceksiniz. Amacınız her zaman yaptığınızla aynı olacak diyoruz ama nafile. Kimisi çok çabuk adapte olurken başka bir öğretmen bu mümkün değil diyebiliyor. Yani öğrencilere internet üzerinden bir şeyler öğretilebileceğine inanmıyorum diyorum. Üstelik bunu diyen kişinin Y Kuşağının temsilcilerinden biri. Demek ki neymiş, herkes aynı anda aynı kuşağı yaşamıyormuş 🙂

İşin ilginç yanı, eğitim almak isteyen kitle buna inanmışken, eğitim almak istiyoruz derken diğer taraf, eğitim verecek olan taraf buna tam inanamıyor. Tabi biz de başlıyoruz öğretmenlerimizi ikna çalışmalarına. Ön test son testlerle öğrencilerdeki gelişimleri gösteriyoruz. Dünyadan örnekler paylaşıyoruz. Biraz ikna oluyorlar ve işe devam ediyorlar. Sanırım alıştıkları fiziksel ortamı özlüyorlar ama artık buradan dönüş yok. Gelecekte eğitimin büyük kısmı online olacak. Ve gelecek buna hazır olan öğretmenlerin olacak.

Bir Cevap Yazın